Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Aşk için ölmeli, aşk o zaman aşk

Resim
Çocukluğumdan aklımda kalan sarsıcı bir aşk hikayesi var. Komşumuzun kızı, sevdiği adamla evlenmesine izin verilmeyince kezzap içmişti. Apar topar hastaneye götürüp hayatını kurtarabildiler. Ama çok uzun süre ses tellerinden tedavi gördü. Amerika'ya kardeşinin yanına gitti ve orada yapılan müdahalelerle sesi az da olsa geri geldi. Ve bu acı hikaye mutlu sonla bitti. Sevdiği adamla evlendi. Çocukları oldu.   Ama içinde kezzap geçen her aşk hikayesi mutlu sonla bitmiyor. Yine benzer bir dönemde, gazetelerde, bir aşk hikayesinden ötürü yüzüne kezzap atılan şarkıcı Bergen'in hikayesi vardı. Benim gibi o dönem çocuk ya da genç olanlara göre aşk kezzap ikilisi korkulu rüya gibiydi. Kezzap gibi bir kimyasalın evlerde neden kullanıldığına ve bu kadar kolay erişilebildiğine bir türlü akıl erdiremedim. Biraz daha seyreltilmiş bir versiyonuna tuz ruhu deniyor. Oysa ruhu muhu yoktu bu meretin. Olsa olsa kötü ruh. Yakıp geçiyor.  Çocukluğumdaki Kezzap ve Bergen'le ilgili hikayeleri ...

Tadına doyum olmayan Kopenhag

Resim
Kopenhag'daki  Noma , beş kez üst üste dünyanın en iyi restoranı seçilerek kırılması zor bir rekora imza attı. Noma 2016'da kapandı. Ama orada yetişen pek çok şef kendi mekanlarını açarak Kopenhag'ı sadece Danimarka'nın değil gastronominin başkenti yaptılar. Michelin aplikasyonunu Kopenhag’da çalıştırdığınızda 500 metre çapınızda size en az dört beş restoran öneriyor.  Noma 2.0 versiyonu ile yeni bir lokasyonda yeniden açıldı. Bir de Alchemist var onun peşinden gelen. Her ikisi de rezervasyonlarını üç ayda bir kez alıyorlar ve bir kaç dakika içinde sonraki üç ayın rezervasyonu doluyor. Geçen kış vizyona giren  Bir Tutam Açlık  filminini izlediyseniz Kopenhag'daki restoranlar arasındaki rekabet hakkında fikriniz olmuştur.  Kopenhag'ı bir çekim noktası haline getiren ve diğer Kuzey Avrupa şehirlerlerinden ayıran en önemli özelliği bu. Ve tabii sürekli haber olan, Danimarka halkının dünyanın en mutlu insanları olması meselesi var.  Yıllar önce Legoland için gi...

Hayatımızın fon müziğinde hep Nilüfer

Resim
Geçen hafta sonu Gazete Oksijen'de bir Nilüfer röportajı okudum. "İnsanlar benden sıkılmadan efendice çekilmem gerek" diyordu. Ondan sıkılmak mümkün mü? Tam 50 yıldır Türkiye'nin fon müziği Nilüfer.  Ben Nilüfer'i daha önce hiç canlı izlememiştim. Bu röportaj vesile oldu; uzun bir aradan sonra sahneye çıkacağı İstanbul Harbiye'deki konserine bilet aldım.  Dünya gözüyle Nilüfer'i izleme fırsatını kaçırmamalıydık. Ajda ve Sezen'le beraber Türk pop müziğinin dört yapraklı yoncasından biridir o.  (Dördüncü şaibeli Zerrin mi Nükhet mi?) Ajda kadar ikonik, Sezen kadar yaratıcı olmadığı için hiç bir zaman onlar kadar ön planda olmadı Nilüfer. Ama çok iyi bir yorumcu olduğu için her dönemde sevildi. Döneme uygun şarkıları başarıyla söyledi. Ve toplumun her kesiminden dinleyiciye ulaşmayı başardı. Bunu kah arabesk, kah rock söyleyerek yaptı. 18 Temmuz Pazartesi akşamı nihayet Nilüfer’i dinlemek için heyecanla bekliyoruz. Dünya Dönüyor'u söylerek sah...