Kebapsız Adana
İşim dolayısıyla Mersin'e yıllardır gelir giderim. Mersin'de havaalanı olmadığı için Adana'ya iner, Mersin'e oradan geçersiniz. Adana'nın ne havaalanı ne de Mersin'e giden yolu pek iç açıcı değildir. Kafamdaki üçüncü sayfa haberleri ve bu görüntüler birleşince Adana bana hiç cazip gelmezdi. Üç yıl öncesine kadar...
2014'te işim dolayısıyla Mersin'e yerleştim. Daha yeni günlerde bizi İstanbul'dan ziyarete gelen misafirlerimizi yolcu ettikten sonra "Adana'da bir kebap yiyelim bari" diyerek bilmeden girdiğimiz Adana caddelerinde karışımıza çıkan Ziyapaşa Bulvarı bizi çok şaşırttı. Bildiğimiz Nişantaşı, Adana'ya gelmişti. Hem de caddeler daha güzel, yol dümdüz, kafeler cıvıl cıvıl, etrafta turunç ağaçları... Görüntü beni çok şaşırttı. Zaman içinde Adana'nın güzelliklerini keşfettim. Ramazanoğulları'ndan kalma hanlar ve camilerle tarihi mekanların yanı sıra, baraj gölü ile muhteşem bir de doğal güzelliği var Adana'nın.
Adana denince akla ilk gelen şey kebap. Burada çok lezzetli kebap ve ciğeri makul fiyatlara yiyebilirsiniz. Ama bu yazı size Adana'nın başka bir yemek kültürünü anlatacak. Kafe ve bistrolarını. Memleketin her yeri zincir kafelerin istilasına uğramışken Adana'da çok özgün mekanlar bulmak mümkün. İddia ediyorum benzerlerine İstanbul'da bile rastlamak zor.
İşte bir kaçı...
Paşalimanı
Adana'daki gözbebeğim. Turuncu sandalyeleri ve ahşap dekorasyonu ile sade ve şık bir bistro. Popüler Ziyapaşa Bulvarı'nın bir arkasındaki Şinasipaşa'nın sakin bir noktasında. Çok büyük bir yer değil. Zaten çok masa sığdırma kaygısı da yok. Bu mekanda ilk anda gönlümü fetheden şey hemen su servisi yapılması, bitince tazelenmesi ve bunun hesaba yazılmaması. Müşterilere mutlaka beyaz bez peçete, ayrıca da masaya kağıt peçete bırakılıyor. Yemekten sonra içtiğiniz çay veya kahve ikram ediliyor ve asla hesaba yazılmıyor. Bunlar bugün bırakın kafe ve bistroları, restoranlarda bile görmeyi unuttuğumuz incelikler. Paşalimanı'nda öncelik, hijyen ve doğal malzeme. Ketçap, buzlu çay gibi
kolaylıkla hazırı önünüze konabilecek şeylerin hepsini kendi üretiyor. Yemeklere gelince, başlangıçlardan mücver, pirinç topları ve ahtapot favorilerim. Soğuk bir şeyler içerken atıştırmak içinse lavaş kıtırları. Makarnalarını kendileri yapıyorlar. Hepsi çok lezzetli. Bar menüsü ve kokteylde seçenekleri geniş.
Zemin kattaki mutfak cam kapılı, tuvalete giderken görebilir, adeta laboratuvar ortamında hazırlanan yemeklere göz atabilirsiniz. Cumartesi günleri akşam üzeri canlı müzik var. Müzisyenlerin sokaktaki performansı çok keyifli oluyor. Özgür Çerçi'nin bu mekanının Türkiye'de örnek olarak alınması, her kafe restoran işine girmek isteyenin önce burayı görmesi lazım.
Maki ve Naif Lokanta
Maki, Adana'nın popüler bar restoranlarından biri. Çok zengin bir bar ve yemek menüsü var Maki'nin. Suşi de yapıyor. İçecekler için ayrı iki menü, yemekler için yazın bir de hafif menü seçeneği var. Yaptıkları her şey çok başarılı. Servis personelleri özenli ve uzun süredir mekanda çalışıyorlar. Yemekten önce mutlaka bir şeyler ikram ediyorlar. Sunumları çok şık ve özenli. Serinletici içecekler arasında satsuma portakal suyu ve çarkıfelek meyveli limonata dikkat çekenler. Tonik için bile ayrı bir mönüsü olan mekan hem yemek hem de içecekleriyle çok iddialı. Şu sıralar meşe odunuyla islenmiş balık ve et denemelerini de çok beğeniyorum.
Maki'nin kardeş işletmesi Naif Lokanta hemen yanı başına açıldı. Konsepti oldukça farklı ama aynı özen bu mekanda da var. Naif, öğlenleri ev yemekleri yapan şık bir esnaf lokantası, akşamları ise nezih bir meyhane. Ben öğlen gitme fırsatı buldum. Adana'da çok kolay bulamayacağınız zengin bir zeytinyağlı büfesinin yanı sıra, etli yemekler, Adana'nın yerel lezzetlerinden mumbar gibi seçenekler de var. Dekorasyonu çok özenli. Gündüzleri hafif caz müzik çalıyor.
Storie Store
Benzerlerine ancak Avrupa ülkelerinde rastlanabilecek çok orijinal bir mekan. Adana'da maraton olduğu gün bu sokağa mecburen girip keşfetmiştim Storie'yi. Storie'nin tasarımı çok özgün. Sıradan bir kafe değil, aynı zamanda geri dönüşümlü malzeme ve organik pamuktan yapılmış kıyafetler de satıyor. Ama içerisi bir mağaza sıkıcılığında değil. Mekan geniş. Ev rahatlığında koltuklar. Kenarda kitaplar, plaklar, ortada biraz alışveriş... Kahve seçenekleri zengin. Kekleri muhteşem.
Bu mekanda ayrıca bisiklet kiralayabiliyorsunuz. Zaten Seyhan Nehri'nin masmavi suları yanı başınızda. Pazar günleri açık büfe kahvaltısı var. Uzun süredir gördüğüm en keyifli mekan Storie Store.
Cosecha
Aslında her şey Cosecha ile başladı. Adana'da kaybolduğumuzda ilk karşımıza çıkan yerdi. Ziyapaşa'daki bu şık mekan bir kafe bistro olmasının yanı sıra alt katında bir gece kulübü, bir sergi ve seminer salonu gibi hazineler barındırıyor.
Yeri çok iddialı. Bu mekanda bütün gün oturup gelen geçeni seyredebilir insan... Her ne kadar menüsünda klasik bistro yemeklerine yer verse de sunumları itinalı. Mekanın dekorasyonu, oturum alanlarının seçenek bolluğu şaşırtıcı. Barında konsept partiler yapılıyor.Etkinlik salonunda yazarlarla söyleşiler, yemek kursları var.
Sergileri ve etkinlikleri sosyal medya hesaplarından takip etmek mümkün.
2014'te işim dolayısıyla Mersin'e yerleştim. Daha yeni günlerde bizi İstanbul'dan ziyarete gelen misafirlerimizi yolcu ettikten sonra "Adana'da bir kebap yiyelim bari" diyerek bilmeden girdiğimiz Adana caddelerinde karışımıza çıkan Ziyapaşa Bulvarı bizi çok şaşırttı. Bildiğimiz Nişantaşı, Adana'ya gelmişti. Hem de caddeler daha güzel, yol dümdüz, kafeler cıvıl cıvıl, etrafta turunç ağaçları... Görüntü beni çok şaşırttı. Zaman içinde Adana'nın güzelliklerini keşfettim. Ramazanoğulları'ndan kalma hanlar ve camilerle tarihi mekanların yanı sıra, baraj gölü ile muhteşem bir de doğal güzelliği var Adana'nın.
Adana denince akla ilk gelen şey kebap. Burada çok lezzetli kebap ve ciğeri makul fiyatlara yiyebilirsiniz. Ama bu yazı size Adana'nın başka bir yemek kültürünü anlatacak. Kafe ve bistrolarını. Memleketin her yeri zincir kafelerin istilasına uğramışken Adana'da çok özgün mekanlar bulmak mümkün. İddia ediyorum benzerlerine İstanbul'da bile rastlamak zor.
İşte bir kaçı...
Paşalimanı

kolaylıkla hazırı önünüze konabilecek şeylerin hepsini kendi üretiyor. Yemeklere gelince, başlangıçlardan mücver, pirinç topları ve ahtapot favorilerim. Soğuk bir şeyler içerken atıştırmak içinse lavaş kıtırları. Makarnalarını kendileri yapıyorlar. Hepsi çok lezzetli. Bar menüsü ve kokteylde seçenekleri geniş.
Zemin kattaki mutfak cam kapılı, tuvalete giderken görebilir, adeta laboratuvar ortamında hazırlanan yemeklere göz atabilirsiniz. Cumartesi günleri akşam üzeri canlı müzik var. Müzisyenlerin sokaktaki performansı çok keyifli oluyor. Özgür Çerçi'nin bu mekanının Türkiye'de örnek olarak alınması, her kafe restoran işine girmek isteyenin önce burayı görmesi lazım.
Maki ve Naif Lokanta
Maki, Adana'nın popüler bar restoranlarından biri. Çok zengin bir bar ve yemek menüsü var Maki'nin. Suşi de yapıyor. İçecekler için ayrı iki menü, yemekler için yazın bir de hafif menü seçeneği var. Yaptıkları her şey çok başarılı. Servis personelleri özenli ve uzun süredir mekanda çalışıyorlar. Yemekten önce mutlaka bir şeyler ikram ediyorlar. Sunumları çok şık ve özenli. Serinletici içecekler arasında satsuma portakal suyu ve çarkıfelek meyveli limonata dikkat çekenler. Tonik için bile ayrı bir mönüsü olan mekan hem yemek hem de içecekleriyle çok iddialı. Şu sıralar meşe odunuyla islenmiş balık ve et denemelerini de çok beğeniyorum.
![]() |
Storie Store
Benzerlerine ancak Avrupa ülkelerinde rastlanabilecek çok orijinal bir mekan. Adana'da maraton olduğu gün bu sokağa mecburen girip keşfetmiştim Storie'yi. Storie'nin tasarımı çok özgün. Sıradan bir kafe değil, aynı zamanda geri dönüşümlü malzeme ve organik pamuktan yapılmış kıyafetler de satıyor. Ama içerisi bir mağaza sıkıcılığında değil. Mekan geniş. Ev rahatlığında koltuklar. Kenarda kitaplar, plaklar, ortada biraz alışveriş... Kahve seçenekleri zengin. Kekleri muhteşem.
Bu mekanda ayrıca bisiklet kiralayabiliyorsunuz. Zaten Seyhan Nehri'nin masmavi suları yanı başınızda. Pazar günleri açık büfe kahvaltısı var. Uzun süredir gördüğüm en keyifli mekan Storie Store.
Cosecha
Aslında her şey Cosecha ile başladı. Adana'da kaybolduğumuzda ilk karşımıza çıkan yerdi. Ziyapaşa'daki bu şık mekan bir kafe bistro olmasının yanı sıra alt katında bir gece kulübü, bir sergi ve seminer salonu gibi hazineler barındırıyor.
Yeri çok iddialı. Bu mekanda bütün gün oturup gelen geçeni seyredebilir insan... Her ne kadar menüsünda klasik bistro yemeklerine yer verse de sunumları itinalı. Mekanın dekorasyonu, oturum alanlarının seçenek bolluğu şaşırtıcı. Barında konsept partiler yapılıyor.Etkinlik salonunda yazarlarla söyleşiler, yemek kursları var.
Sergileri ve etkinlikleri sosyal medya hesaplarından takip etmek mümkün.
Hayaticim, 13 sene Sasa da( 2 dönem) ve 3 senede liseyi okudum. Geçmişte Adana yı hep büyük bir köye benzetmiştim. En son Sasa dönemim de Ziyapaşa bulvarı ve çevresi gerçekten Nişantaşı gibi. İnşallah bir gün bahsettiğin Cafe-Bistrolarda zaman geçirme ve özgün tatları tatma fırsatı bulurum. Güzel ve faydalı yazından dolayı kutlarım. Sevgiler
YanıtlaSil