O şarkılar kolay mı yazıldı?
Bu sezon İngiliz müzisyenler hakkında çekilen filmler sezonun en çok konuşulan yapımları oldu: Queen, Elton John ve Beatles filmleri...

Sezon başında vizyona giren Bohemian Rhapsody beklenenden çok ilgi gördü. 10 yaşındaki oğlum dahil, Queen'in ihtişamlı dönemine tanıklık etmemiş bir çok genç, ve o dönemi özlemle anan bizler tekrar Queen'i keşfettik. Radyolar sürekli Queen çaldılar. Film bazı gerçekleri çarpıttığı için eleştirilse de bu efsane şarkıların yaratım sürecini izlemek müzik severler için çok kıymetliydi.
Şu günlerde başka bir İngiliz müzik efsanesi Elton John'un hayatı "Rocketman" de sinemalarda. Özünde bir müzik filmi ve benzer dönemlere odaklansa da Rocketman, Bohemian Rhapsody'den farklı. Bir defa ana kahraman Elton John hayatta ve filmin yapımcılarından biri. Ama bu durum filmin samimiyetine hiç olumsuz etki yapmamış bence. Ayrıca bu film tam bir müzikal. Karakterler Elton John şarkısı eşliğinde dans edip şarkı söylüyorlar. Bu tür filmlerin izleyicisi her zaman daha azdır. Bir de Elton John belki de biraz daha hafif bulunduğundan olsa gerek bu film Queen filmi kadar ses getirmedi. Oysa filmi izleyince benim gözümdeki değeri daha da arttı Elton John'un. Kendisi benim karşıma 80'lerin ortasında Nikita şarkısı ile çıkmıştı. Bir tür asansör müziği yaptığını düşünüp çok da ciddiye almadım o yaşlarda. Ama sonraki dönemlerde yaptığı albümleri hep sevmişimdir. Hatta 2016'da, 15 Temmuz'dan ve terör olaylarından dolayı tüm şarkıcılar Türkiye konserlerini iptal ederken, Elton John korkusuzca gelip şarkılarını söylemişti.

Filmde Elton John'un örselenmiş çocukluğu, caz sever ama gaddar baba, ilgisiz anne ve onun müziğe düşkünlüğü fark eden büyükanne gibi karakterlere oldukça uzun yer verilmiş. Ama asıl kırılma noktası Elton John kadar onun şarkılarında emeği olan söz yazarı Bernie Taupin ile karşılaşması. İki farklı kişinin farklı ortamlarda yazdığı söz ve müziklerin birleşmesinden mucizeler çıkıyor ortaya. Bu iş birliği, içine hiç aşk meşk karışmadan yıllarca sürüyor. Bizde Melih Kibar ve Çiğdem Talu'ya benzeyen şarkı yazarı ve besteci uyumunu sonucu ortaya müthiş şarkılar çıkıyor: Your song, Sorry seems to be the hardest word, Candle in the wind ve niceleri... Bu filmler vesilesiyle ezbere bildiğimiz bu şarkıların sözlerinin anlamını tekrar keşfediyoruz. Bu acayip sözler nasıl yazıldı, bu şarkılar nasıl bestelendi. Bu yaratım sürecini izlemek gerçekten çok keyifli. Elton John'un hayatı izlenmeye değer bir hikaye, Rocketman de oldukça renkli bir film. Taron Egerton'un muhteşem performansını da kaçırmamak gerek.

Şu günlerde sinemalardaki bir diğer müzik fimi Yesterday. Bol ödüllü yönetmen Danny Boyle, Beatles hakkında yaratıcı, sempatik bir filme imza atmış. Hint kökenli genç bir müzisyen şöhret olmaya uğraşırken bir gece trafik kazası geçirir. O anda dünyada on saniye kadar elektrikler kesilir ve bazı bilgiler dünyadaki tüm insanların hafızasından silinir. Beatles'dan kimsenin haberi yoktur. Bu genç adam bu durumu keşfeder ve Beatles şarkılarını kendi şarkıları gibi söyler ve uluslararası şöhret olur. Fantastik öğeler de barındıran bu sempatik hikaye sayesinde efanse dörtlünün Yesterday, Hey Jude gibi şarkıları nasıl yazdığına şahit oluyoruz. Şarkıların sancılı yaratım süreci, şöhret olmanın zorluğu ve sahip olduğumuz güzelliklerin kıymetini bilmek temalı bu filmde Beatles üyeleri bizzat yer almıyor. (sürpriz bir sahne hariç) Ama filmin görünmeyen ana karakteri kesinlikle Beatles. Uzun süredir seyrettiğim en eğlenceli filmlerden biriydi. Yesterday hala vizyonda kaçırmayın bence.

Sezon başında vizyona giren Bohemian Rhapsody beklenenden çok ilgi gördü. 10 yaşındaki oğlum dahil, Queen'in ihtişamlı dönemine tanıklık etmemiş bir çok genç, ve o dönemi özlemle anan bizler tekrar Queen'i keşfettik. Radyolar sürekli Queen çaldılar. Film bazı gerçekleri çarpıttığı için eleştirilse de bu efsane şarkıların yaratım sürecini izlemek müzik severler için çok kıymetliydi.
Şu günlerde başka bir İngiliz müzik efsanesi Elton John'un hayatı "Rocketman" de sinemalarda. Özünde bir müzik filmi ve benzer dönemlere odaklansa da Rocketman, Bohemian Rhapsody'den farklı. Bir defa ana kahraman Elton John hayatta ve filmin yapımcılarından biri. Ama bu durum filmin samimiyetine hiç olumsuz etki yapmamış bence. Ayrıca bu film tam bir müzikal. Karakterler Elton John şarkısı eşliğinde dans edip şarkı söylüyorlar. Bu tür filmlerin izleyicisi her zaman daha azdır. Bir de Elton John belki de biraz daha hafif bulunduğundan olsa gerek bu film Queen filmi kadar ses getirmedi. Oysa filmi izleyince benim gözümdeki değeri daha da arttı Elton John'un. Kendisi benim karşıma 80'lerin ortasında Nikita şarkısı ile çıkmıştı. Bir tür asansör müziği yaptığını düşünüp çok da ciddiye almadım o yaşlarda. Ama sonraki dönemlerde yaptığı albümleri hep sevmişimdir. Hatta 2016'da, 15 Temmuz'dan ve terör olaylarından dolayı tüm şarkıcılar Türkiye konserlerini iptal ederken, Elton John korkusuzca gelip şarkılarını söylemişti.

Filmde Elton John'un örselenmiş çocukluğu, caz sever ama gaddar baba, ilgisiz anne ve onun müziğe düşkünlüğü fark eden büyükanne gibi karakterlere oldukça uzun yer verilmiş. Ama asıl kırılma noktası Elton John kadar onun şarkılarında emeği olan söz yazarı Bernie Taupin ile karşılaşması. İki farklı kişinin farklı ortamlarda yazdığı söz ve müziklerin birleşmesinden mucizeler çıkıyor ortaya. Bu iş birliği, içine hiç aşk meşk karışmadan yıllarca sürüyor. Bizde Melih Kibar ve Çiğdem Talu'ya benzeyen şarkı yazarı ve besteci uyumunu sonucu ortaya müthiş şarkılar çıkıyor: Your song, Sorry seems to be the hardest word, Candle in the wind ve niceleri... Bu filmler vesilesiyle ezbere bildiğimiz bu şarkıların sözlerinin anlamını tekrar keşfediyoruz. Bu acayip sözler nasıl yazıldı, bu şarkılar nasıl bestelendi. Bu yaratım sürecini izlemek gerçekten çok keyifli. Elton John'un hayatı izlenmeye değer bir hikaye, Rocketman de oldukça renkli bir film. Taron Egerton'un muhteşem performansını da kaçırmamak gerek.

Şu günlerde sinemalardaki bir diğer müzik fimi Yesterday. Bol ödüllü yönetmen Danny Boyle, Beatles hakkında yaratıcı, sempatik bir filme imza atmış. Hint kökenli genç bir müzisyen şöhret olmaya uğraşırken bir gece trafik kazası geçirir. O anda dünyada on saniye kadar elektrikler kesilir ve bazı bilgiler dünyadaki tüm insanların hafızasından silinir. Beatles'dan kimsenin haberi yoktur. Bu genç adam bu durumu keşfeder ve Beatles şarkılarını kendi şarkıları gibi söyler ve uluslararası şöhret olur. Fantastik öğeler de barındıran bu sempatik hikaye sayesinde efanse dörtlünün Yesterday, Hey Jude gibi şarkıları nasıl yazdığına şahit oluyoruz. Şarkıların sancılı yaratım süreci, şöhret olmanın zorluğu ve sahip olduğumuz güzelliklerin kıymetini bilmek temalı bu filmde Beatles üyeleri bizzat yer almıyor. (sürpriz bir sahne hariç) Ama filmin görünmeyen ana karakteri kesinlikle Beatles. Uzun süredir seyrettiğim en eğlenceli filmlerden biriydi. Yesterday hala vizyonda kaçırmayın bence.
Yorumlar
Yorum Gönder