Bamako’dan Bursa’ya gelen müzik sesleri
Kitapevi, bundan 20 yıl önce, Bursa'nın en güzel semtlerinden Tophane'de, eski bir ev restore edilerek açılmıştı. Son derece zevkli döşenmiş; kitapçı, restoran ve kültür merkezi olan bu mekan, o zamanın Bursa'sı için bir vaha gibiydi. Kitapevi adı gibi bir kitap evi kalmaya dirense de bir süre sonra konsept değiştirmek zorunda kaldı. Şu anda bir otel olarak hizmet veriyor.
![]() |
Bursa'da Kitapevi'nin harika bahçesi |
O zamanlar haftada en az bir iki kez gider, kitap alışverişi yapar, cennetten bir parça olan huzurlu bahçesinde arkadaşlarla uzun sohbetler ederdik. 2003'te mekanın sahibi Dilek Çelebi, Kitapevi'nin müdavimlerinden misafir DJ'lik yapmasını istemişti. Bu DJ'lerden biri de bendim. Farklı bir şey yapmak için neredeyse bir ay çalıştım. Konsept olarak Fransız sömürgesi ülkelerden, özellikle de Afrika'dan müzikler seçtim. Neden bu garip içeriği şeçtiğime gelince: 2001'de Paris'te üç ay kalmıştım. Paris'teki kültür zenginliğinin sadece Fransızlar'dan değil, sömürge ülkelerden geldiğini keşfetmiştim. Paris bu anlamda çok zengin bir şehir. Mesela bir Cezayirli şarkıcı stat dolduracak kadar kalabalık kitlelere konser verebilir, Madagaskar Müzik Festivali biletleri yok satabilir. Ben de o dönemde farklı müzikler keşfettim. Bursalıların (ki geceye katılanlardan çoğu zaten arkadaşımdı) seçtiğim şarkıları seveceklerinden emindim. Bir iki şarkı sonra herkesin keyfi yerine geldi. İki saat boyunca, bilmediğim görmediğim ülkelerden müzikler çaldım.
Sonradan bu konuda keşiflerim azalsa da, yeni çıkan bu tarz albümlere hep göz atarım.
İlgi azalsa da kan çekiyor tabii; iki yıl önce televizyonda zap yaparken keşfettiğim Lamomali'nin müziğine bayıldım. Fransız şarkıcı -M-, Afrika ülkesi Mali'den müzisyenlerle nefis bir konser veriyordu. Projenin adını Lamomali koymuşlar. Sonra bir yurt dışı seyahatimde bu projenin plağını görüp hemen aldım. Çok çarpıcı bir kapak tasarımı var. Müzikler enfes. Türler arasında nefis bir uyum var. Albümde en önemli rol baba-oğul olan Taumani ve Sidiki Diabate'ye ait. Mali yerel çalgısı "kora"nın ustalarına vokalde Fatoumata Diawara ekleniyor. İki yıldır bu plak bizim evin favorilerinden oldu. Şarkılarının çoğunu anlamasak da onları dinlemek bizi mutlu ediyor. Özellikle de Bal de Bamako; Solidarite şarkıları en karanlık günü bile Afrika güneşi ile aydınlatıyor.
![]() |
Lamomali'nin enteresan kapağı |
Bu vesileyle Afrika'nın bu gizemli ülkesi gündemime düştü. Müzikler, filmler, belgeseller derken Mali hakkında güzel keşifler yaptım. Mesela 2014 yapımı, dünya festivallerinde başarılar elde etmiş Timbuktu filmini izledim ve çok etkilendim. Bir süre sonra gündem değişti benim de Mali araştırmalarına hevesim çabuk geçti.
Geçen hafta ülkedeki darbe gazetelerde haber olmaya başlayınca Mali'yi tekrar araştırmaya başladım. Zaten Jules Verne'den aldığım ilhamla, görmesem de bir ülke hakkında bir kaç kelam edebilme cesaretini bulmuştum kendimde.
Geçen gün NTV Dış Haberler Koordinatörü Ahmet Yeşiltepe, Mali'nin tarihini ve ülkede yaşananları o kadar güzel anlatmıştı ki ben de Paris'te öğrendiklerim, Montreal'dan aldığım plak, TV5'te gördüğüm konser ne var ne yok döküp Mali'yi araştırmaya başladım.
İslam'ın Batı Afrika'daki merkezi konumunda olan Mali Sultanlığı, 13-15. yüzyıllar arasında tam bir bilim merkeziymiş. Timbuktu şehrinde kurulan medreseler astrolojiden tıbba pek çok bilim adamı ve alim yetiştirmiş. Bugün Unesco Dünya Mirası listesinde yer alan Cenne kenti neredeyse tamamı kerpiçten bir şehir. Şehirdeki Ulu Cami, dünyanın en büyük toprak binası özelliğini koruyor. Hasan Söylemez'in Journey to Dreams belgeselinde tüm ihtişamı ile bu şehirleri görebilirsiniz.
![]() |
Cenne şehri Unesco Dünya Mirası olarak kabul ediliyor |
Neredeyse dört asır boyunca bir bilim, araştırma merkezi olan Timbuktu'da sayısız el yazması kitap kaleme alınmış. Bunlar arasında paha biçilmez Kuran-ı Kerim'ler de var.
Dönemin sultanlarından Mansa Musa, 1324'te tüm çölü geçerek hacca gitmiş. 60 bin kişi ile yaptığı bu yolculukta, yol boyunca 20 bin ton altın para dağıtmış.
Pek çok Afrika ülkesi gibi Mali'nin de altın, uranyum gibi doğal zenginlikleri bir süre sonra başına bela olmuş. 17. yüzyılda Fransız sömürgesi haline gelen ülke 1959'da bağımsızlığını kazansa da Fransa'nın güdümünden bir türlü çıkamamış. Zaten özgürlük şartlarından biri ülkede resmi dilin ve eğitimin Fransızca olması. Üstelik Mali dahil pek çok Afrika ülkesi, bugün Fransa'da kullanılmayan Fransız Frangı'nı resmi para birimi olarak kullanıyorlar. Tahmin edeceğiniz gibi şu anda fakir bir ülke olan Mali'de tüm madenler Fransız şirketler tarafından işletiliyor.
Geçen hafta ülkenin başkenti Bamako'dan darbe haberi geldi. Mali'deki bu dördüncü darbenin mimarı albaylardan biri eğitimini Rusya'da aldığı için oklar Rusya'yı gösterdi. AB darbeyi kınadı. Fransa'nın kendini nerede konumlandırdığı pek net değil. Yeni planlar yapılmaya başladı. Zaten cetvelle çizili haritalardan oluşan bu ülkelerde cetvel bir sağa bir sola kaymaya devam ediyor.
Bir zamanlar dünyanın hem maddi hem manevi anlamda zengin bu topraklarının bugün düştüğü durum içler acısı.
İşte bu kara tarihin içinde rengarenk müzikler ışıl ışıl parıldıyor. Mali'nin yetiştirdiği en önemli müzisyenlerden biri de Salif Keita. Ailesi ülkenin en önemli politik figürlerinden olmasına rağmen kendisi müzik yapmayı seçmiş. Toumani Diabate, Ali Farka Toure diğer Malili, uluslararası tanınan müzisyenler.
Afrika müziğine yeni yeni alışacaksanız yazının başında bahsettiğim Lamomali'yi keyifle dinleyebilirsiniz.
NY Times yazarı Thomas Friedman'dan alıntı yaparak başlamıştı Ahmet Yeşiltepe. Ben de aynı alıntı ile bitireyim:
"Afrika'da her sabah bir ceylan uyanır. En hızlı koşan aslandan daha hızlı koşmazsa öleceğini bilir. Afrika'da her sabah bir aslan uyanır. En yavaş koşan ceylandan hızlı koşmazsa aç kalacağını bilir. Aslan ya da ceylan olmanın önemi yoktur. Yeter ki güneş doğduğunda koşmanız gerektiğini bilin."
Valla ne diyim, çok güzel bir yazı. Sözüm ona medeni avrupanın, medeniyetleri nasıl da yok etmeye çalıştığını da hatırlamış olduk. Ama yok olmuyor. Bolivya'nın, venezuella'nın başına bir yerli gelip oturuyor. Ve yine güneş doğudan doğuyor, üstelik daha da yakın ve daha sıcak...
YanıtlaSilSanki yaşamışçasına hissi veriyor her yazınız. Kaleminize sağlık. Lamomali için ayrıca teşekkür ederim.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil