Kısmetse olur...


Uzun süredir hayranı olduğunuz bir ünlü, bir gün pat diye karşınıza çıksa ona ilk önce hangi soruyu sorardınız? Ben muhtemelen heyecandan bir şey soramaz o anı mahvederdim. Böyle bir anın olmasına ramak kalmıştı bu hafta.

Benim yaşımdaki arkadaşlarımın belki hatırlayacağı şarkıcı Belinda Carlisle, Türkiye turundaydı. Turist olarak geldiği İstanbul'da Galata'nın arka sokaklarından videolar paylaştığında ben de az önce
oralardan geçmiştim. Belki yanımdan geçecekti. "Ah Belinda" diyecektim ona "ne şarkılar yapmışsın. 30 yıl geçti, ben hala onları ilk günkü gibi severek dinliyorum" Ama bu buluşma olmadı. 

Sonra baktım Belinda Kapadokya'ya gitmiş. Sonra Nemrut, Göbeklitepe, Efes... Derken yine İstanbul'da. Türkiye'ye hayran kaldığını paylaştığı her fotoğrafa yazmış. Daha yeni depremden çıkmış bölgelere gitmeye hiç endişe duymamış. 

Dün de Instagram'da sevdiği beş albümü paylaşmış. Ben de  bu paylaşıma yorum olarak "ilk beşimde senin Runaway Horses albümün var ve şu anda İstanbul'da olduğuna inanamıyorum" yazdım. Hemen "Evet İstanbul'dayım" diye cevap yazmış.

Ben gençliğinde televizyonda bir klip izleyebilmek için bir hafta bekleyen bir nesilden geliyorum. Belinda ile bırakın yazışmak, onun bir klibini izlemek için haftalar boyunca televizyon karşısında beklemek gerekiyordu. Dünya çok acayip bir hızla değişiyor. Belinda Carlisle da öyle. Albüm yayınlamaya ara verili çok oldu aslında. 70'lerin GoGo's isimli punk rock grubu ile müzik dünyasına giriş yapmış Belinda Carlisle. İlk solo albümü çok ses getirmese de 1987'deki Heaven is a place on earth şarkısıyla popüler oldu. Bir sonraki albümü Runaway Horses daha Avrupa tınıları taşıyan bir albümdü. İçindeki on şarkıyı da ezbere bildiğim bu albüm, Leave a Light On ile açılıyordu. Gitarda Beatles'dan George Harrison vardı. Kapanıştaki Shades of Michalangelo da nefisti. Ve tabii ki Türkiye'de onun en çok bilinen şarkısı La Luna da bu albümdeydi. Live Your Life Be Free ve Real albümleri aslında çok iyi şarkılar içermesine rağmen ticari olarak başarılı olmadı. 1996'daki A Woman and  A Man onun son pop-rock albümü oldu. 

1986'da evlendiği film yapımcısı Morgan Mason ile hala evli ve bir oğlu var. California depremlerinden dolayı ABD'yi terk etti. Önce Fransa'da yaşadı. 2005'te Fransa'da Brian Eno ile Fransızca şarkılardan oluşan Viola isimli bir albüm kaydetti. Sonra budizmle ilgilenmeye başladı. Tayland'a taşındı. Ben "acaba ne yapıyor" diye merak edip Instagram'da bulduğumda Tayland'da yaşıyordu. Instagram hesabının adı da Travels With Ms. Mason. 2004'te Budist ilahilerden oluşan Wilder Shores albümünü kaydetti. 

Yeni albümün adı Kısmet
Şu anda Meksika'da yaşıyor ve sık sık seyahat ediyor. Oğlu şarkı yazarı Diane Warren ile karşılaşıp, “anneme bir albüm yapsana” diyene kadar aslında tekrar pop-rock albümleri yapmaya niyeti yokmuş. Fakat 30 kez Oscar'a aday olmuş, yüzlerce efsane şarkının yazarı Diane Warren beş yeni şarkı ile çıka gelice yeniden bir albüm kaybdetmiş. Şarkıların sound'u Heaven On Earth albümüne yakın. Ama demode değil. Ve tabii esas hoşluk albümün adında: Kısmet. 

Budist olan Belinda için artık her şey kader kısmet meselesi. Bu albüme de o yüzden bu adı vermiş. 
Kısmet bu ya, bu albüm yayınladığı gün Belinda Carlisle İstanbul sokaklarındaydı. Bir pop star gibi değil, sıradan bir turist gibi Türkiye'yi baştan sona gezdi. Harika paylaşımlar yaptı buralardan. 

Bu sefer onu görmek kısmet olmadı. Belki Kısmet albümündeki şarkıları söylemek için tekrar gelir ve onu tüm ışıltısı ile sahnede izlemek kısmet olur.




Yorumlar

  1. Ayşegül Demirer3 Temmuz 2023 23:13

    Eline sağlık sevgilim 🎈

    YanıtlaSil
  2. 👏👏👏harika kısmet olur inşallah canım

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mersin'i şehir olarak yaşamak

B Yüzü Şarkılarım

Kebapsız Adana