Biraz Pop, Biraz Sezen, Biraz Hayal Kırıklığı


Sezen Aksu, kariyeri boyunca albüm yayınlamaya hiç bu kadar ara vermemişti. Tam altı yıl sürdü bu kez. Bir kaç aydır, 2017’nin ilk günlerinde albümün çıkacağı haberleri yayılıyordu.
Albümün adının “Biraz Pop Biraz Sezen” olduğunu duyunca şahsen beklentimi biraz düşürdüm. Popüler albümlerden sonra gözünü karartıp yeni arayışlara giren; mesela milyonlarca satan Hadi Bakalım’dan sonra Deli Kızın Türküsü gibi son derece radikal bir işle kaşımıza çıkmaya cesaret eden Sezen, bu sefer ne yapmış olabilirdi? Son on yıla bakarsak 2005’te çıkan Bahane eli yüzü düzgün, dopdolu gerçek bir Sezen albümüydü. Ardından eşe dosta verdiği şarkılardan derleme Yürüyorum Düş Bahçelerinde geldi. Sonra da Deniz Yıldızı ile şaşırttı bizi. Gayet kişisel, satış kaygısı gütmeyen bir albümdü bu da işte... Onno Tunç’u kaybetmesinin acısını Yol Arkadaşım’da, Hrant Dink’in vurulmasını Güvercin’de, dağlarda şehit olan askerlerin kaygısını Mehmet’de dile getirmişti. Bu ağır albümden sonra Sezen’in yeniden geniş kitlelere ulaşması gerekiyordu. Öptüm 2011’de geldi. Şarklılar çok kuvvetli değildi, düzenlemeler de vurucu olmayınca araya kaynadı gitti. Arkasından gelen remix albümü de aslında Türkiye’de örneğine pek rastlanmayan bir çalışma olmasına rağmen, belki de bu tarz denemeler alışkın olmadığımız için kıymeti bilinmedi.
2011’den bugüne albüm yapmasa da gündemimizdeydi Sezen. Sahnelere veda ettiğini açıklaması, Filarmoni Orkestarsı konseri ve onun plak olarak yayınlanması, çeşitli dizi ve filmler için yaptığı tek şarkılarla hep hayatımızdaydı.
Politik olarak da gündemden düşmedi. Hitap ettiği kitlenin  muhtemelen en çok sevdiği yazar Yılmaz Özdil onu bombardumana tuttu. Hiçbir zaman ön planda olmayan ailesi mercek altında oldu. O sessiz kaldı… Zaten şarkılarıyla verecek cevabı çoktan vermişti. Cumartesi anneleri için ya da Hrant Dink için, Ajda mı şarkı yaptı bu ülkede Tarkan mı? Sezen’e haksızlık edildi bence...
Onu eskisi gibi sevmediğini söyleyenleri bile affettirecek dopdolu bir albümle karşımızda şimdi. 60’lı yaşlarında hala çok üretken. Tıkanan pop müzik piyasasını yine o hareketlendirecek besbelli.
Biraz Pop Biraz Sezen’i  baştan sona dinleme zevkine ancak 17 Ocak’ta erişebildik. Zaman değişti. Ben de albümü önce dijtial olarak indirdim telefonuma. Önümüzde yepyepi 16 Sezen şarkısı vardı ve açgözlülükle hepsini tüketmek istemiyordum. Yavaş dinleyip en favori şarkım herhalde bir sonraki diyerek sona geldim. Ama favori şarkı ilk seferde çıkmadı. Şarkıların çoğu beklenen heyecanı vermiyor bir türlü. Oysa yine güzel sözler yazmış ve fena sayılmayacak melodik altyapıları var şarkıların. Ama eksik olan şey mucizevi bir dokunuş. Sen Ağlama’yı ya da Git’i o şarkı haline getiren vurucu düzenleme bu albümde yok. Sonuçta artık ne Onno var ne de Uzay. Sezen denemekten kaçmıyor ama onunla bu cesur işlere imza atacak müzisyen yok. En son Bahane albümünde düzgün işlere imza atan Mustafa Ceceli bile sıradan bir şarkıcı oldu gitti. Sezen’in şarkılarına hayat verecek, sihirli dokunuşu yapacak yeni yeteneklere ihtiyacı var.
Tüm dünyada DJ’ler en el üstünde tutulan müzisyen olmuşken, müzik zevki Spotify listelerine indirgenmişken, Sezen yine de cesur bir iş yaptı ve herkese hitap edebilecek bir albümle sektörü hareketlendirdi. Hele de Manifesto uzun süre gündemi meşgul edecek türden bir  şarkı. Hayal ettiğimiz gibi olmasa da dolu dolu bir Sezen Aksu albümü var elimizde.

Yaşansın Sezen, budur manifesto....

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mersin'i şehir olarak yaşamak

B Yüzü Şarkılarım

Kebapsız Adana