Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Müzik hala iyi bir hediye mi?

Bursa Anadolu Lisesi'nde hazırlık sınıfındaydık. 11 yaşımdaydım. Yılbaşında çekiliş yapmıştık. Bana Sezen Aksu'nun Git kasetini almıştı arkadaşım. O dönem Türkçe müzik dinlemezdim, hele ki böyle karamsar olanları... Hediye pek hoşuma gitmemişti. Ama sınıftaki hediyelerden belki de yarısı bu tür kasetlerdi. O zaman kasetler kıymetliydi, ödünç alınır verilirdi. BAL'da geçen yedi yıl boyunca çeşitli kaset alışverişlerim oldu. Yedi yıl sonra okuldan mezun olurken artık Sezen'i seviyordum. Üstelik onun şarkılarında bahsettiği gibi aşıktım. Bugün hayat arkadaşım olan Ayşegül benden sonra iki yıl daha okuyacaktı. Ona bütün Sezen kasetlerimi hatıra olarak bırakmıştım giderken. Benim gibi müzik delisi biri için hediye demek müzik demek. Sevdiğim insanlara daha iyi ne hediye edebilirim ki? Hele ki içinde emek varsa... 80'lerde sevdiğim şarkılardan kişiye özel karışık kasetler hazırlardım. Hatta 90'larda bile. Birisi yeni bir araba mı aldı, hemen ona güzel bir kaset ka...

Coldplay usülü arabesk

Resim
Coldplay; konser biletleri yok satan, radyoların favorisi, dünyanın en popüler gruplarından biri. 20. yılında sekizinci albümlerini yapmak için çalışmaya başladıklarında iki seçenekleri vardı: Daha da popüler olmak için genç şarkıcılarla "featuring" şarkılar yapmak ya da kafalarına göre takılmak... Coldplay popülerlik kredisini kullanmış ve istediği müziği yapmış. Kapağından içeriğine, her şeyi ile oldukça enteresan bir albümle geçen hafta müzik platformlarına arz-ı endam ettiler. Albümün kapak fotoğrafı bir yana, albümün adı Everday Life'ı aynı zamanda Arapça da yazarak, deği şikliğin sinyalini baştan veriyorlar. Çoğu oldukça kısa 17 şarkılık albüm neredeyse bir saat sürüyor ve sizi dünyanın bir ucundan diğerine sürüklüyor. Coldplay, çiçeklerden böceklerden bahsetmek yerine, Suriyeli göçmen olmanın zorluklarından, Amerika'da zencilere hala acımasızca davranılmasından, silahlanma tehdidinden bahsediyor. Ve tüm bunları acayip bir müzikal zenginlik içinde sunuyor. A...

O şarkılar kolay mı yazıldı?

Resim
Bu sezon İngiliz müzisyenler hakkında çekilen filmler sezonun en çok konuşulan yapımları oldu: Queen, Elton John ve Beatles filmleri... Sezon başında vizyona giren Bohemian Rhapsody beklenenden çok ilgi gördü. 10 yaşındaki oğlum dahil, Queen 'in ihtişamlı dönemine tanıklık etmemiş bir çok genç, ve o dönemi özlemle anan bizler tekrar Queen'i keşfettik. Radyolar sürekli Queen çaldılar. Film bazı gerçekleri çarpıttığı için eleştirilse de bu efsane şarkıların yaratım sürecini izlemek müzik severler için çok kıymetliydi. Şu günlerde başka bir İngiliz müzik efsanesi Elton John 'un hayatı " Rocketman " de sinemalarda. Özünde bir müzik filmi ve benzer dönemlere odaklansa da Rocketman,  Bohemian Rhapsody'den farklı. Bir defa ana kahraman Elton John hayatta ve filmin yapımcılarından biri. Ama bu durum filmin samimiyetine hiç olumsuz etki yapmamış bence. Ayrıca bu film tam bir müzikal. Karakterler Elton John şarkısı eşliğinde dans edip şarkı söylüyorlar. Bu tür film...

Şarkılar seni söyler İstanbul

Resim
Her halde altı yedi yaşlarımdaydım. Bursa’dan İstanbul’a bir akraba ziyaretine gidiyorduk.   O zaman nispeten yeni olan Boğaziçi Köprüsü’nden geçerken acayip heyecanlanmıştım. Bir gün İstanbul’da yaşamanın hayalini ilk o zaman kurdum muhtemelen. O günlerde Nükhet Duru’nun söylediği İstanbul İstanbul diye bir şarkı vardı. Köprü manzarası önünde söylerdi Nükhet o şarkıyı. Benim de İstanbul deyince hep o görüntü aklıma gelir “taşın toprağın altın” diyen şarkının sözleri   kulağımda çınlardı. Yıllar sonra Bursa Anadolu Lisesi’nden mezun olduğumda, üniversite tercihlerimin sekiz tanesini İstanbul’dan, “aman açıkta kalırsam” diyerek son iki tanesini de Bursa’dan yazmıştım. Gönlüme göre oldu. Marmara Üniversitesi’nin İstanbul’un göbeğindeki   Nişantaşı Kampüsü'nde okudum. Okurken gazetecilik mesleğine bulaşınca İstanbul’un altını üstüne getirdim. Fakat milenyumda kader beni bir şekilde İstanbul’dan kopardı. Önce Bursa, sonra Mersin derken ölçek küçüldü. Bir zamanlar ba...

Türkiye’nin kültür mozaiği Hatay

Resim
Hep görmek istediğim iki şehir vardı Türkiye'de. Biri Mardin diğeri Hatay. Güvenlik sorunları, uzaklık gibi bahanelerle kırk yaşımdan sonra kısmet oldu ikisi de. Mardin'e tekrar dönmek üzere henüz bir kez gitsem de, bu yazıyı kaleme almadan önce Hatay'a onlarca kez gittim. Onlarca gidilmemiş yılın açığını kapattım. Bu gidişlerin yarıdan fazlası iş için olsa da, her seferinde İskenderun'dan tırmanıp bir anda yemyeşil, uçsuz bucaksız Amik Ovası gözümün önüne serilince ilk seferki gibi heyecanlanıyorum. Hatay ilahi bir coğrafya. Dinler ve kültürler buluşması. İlk Hristiyanlar bu topraklara sığınmış, Anadaolu'da ilk cami burada kurulmuş. Klişe tabiriyle kilise çanlarının ve ezan seslerinin birbirine karıştığı, havranın camiye komşu olduğu topraklar buralar. Amik Ovası, Hristiyanlara göre kıyamet kopmadan önce bir Kıyamet Savaşı (Armageddon) cereyan edeceği yer.Hatta bugün Suriye'de olan biteni Armageddon olarak yorumlayanlar var.  Bu bereketli ovadan Antakya şe...

Kalbim hazır

Resim
Bu yılbaşı tatili bana çok iyi geldi. Son anda şirket pazartesi gününü de tatil etmeye karar verince plansız dört koca gün tatil şahane oldu.  Dışarısı da yağmurlu olunca; evde uzun süredir dinlenmemiş plaklar, CD'ler ve okunmayı bekleyen kitaplarla huzur dolu saatler geçirdim.  Aslında tam da bu moda uygun bir kitap okudum: Pooh'nun Tao'su. Çizgifilm karakteri Winnie the Pooh'un baş kahramanı olduğu bir felsefe kitabı. Kitabın yazarı Benjamin Hoff 1982'de kaleme almış. Umut Kısa bu yıl Türkçe'ye kazandırmış kitabı. Umut'la bir süredir koçluk görüşmeleri yapıyoruz. Çevireni tanımak kitabı okumayı daha da keyifli hale getiriyor. Zira çevirenin yaratıcılığını konuşturması gereken bir eser var ortada. İngilizce orijinalinde de uydurma kelimeler, çocukça tasvirler var ve bunları Türkçe'ye çevirebilmek bir hayli zahmetli bir iş. Taoizm benim çok da ilgimi çekmeyen bir konuydu. Ama kitap bu derin konuyu o kadar basit ve keyifli anlatıyor ki, bazı yer...