Şarkılar seni söyler İstanbul


Her halde altı yedi yaşlarımdaydım. Bursa’dan İstanbul’a bir akraba ziyaretine gidiyorduk.  O zaman nispeten yeni olan Boğaziçi Köprüsü’nden geçerken acayip heyecanlanmıştım. Bir gün İstanbul’da yaşamanın hayalini ilk o zaman kurdum muhtemelen. O günlerde Nükhet Duru’nun söylediği İstanbul İstanbul diye bir şarkı vardı. Köprü manzarası önünde söylerdi Nükhet o şarkıyı. Benim de İstanbul deyince hep o görüntü aklıma gelir “taşın toprağın altın” diyen şarkının sözleri  kulağımda çınlardı.

Yıllar sonra Bursa Anadolu Lisesi’nden mezun olduğumda, üniversite tercihlerimin sekiz tanesini İstanbul’dan, “aman açıkta kalırsam” diyerek son iki tanesini de Bursa’dan yazmıştım. Gönlüme göre oldu. Marmara Üniversitesi’nin İstanbul’un göbeğindeki  Nişantaşı Kampüsü'nde okudum. Okurken gazetecilik mesleğine bulaşınca İstanbul’un altını üstüne getirdim. Fakat milenyumda kader beni bir şekilde İstanbul’dan kopardı. Önce Bursa, sonra Mersin derken ölçek küçüldü.

Bir zamanlar basın kartımla Açıkhava  ya da Hisar konserlerini en önde izleyen ben artık tiyatrosu bile olmayan bir şehirde yaşıyorum. Bunu şikayet amaçlı da söylemiyorum. Yıllarla birlikte insanın hayattan ve yaşadığı şehirden beklentileri de değişiyor.

Ve kader ağlarını ördü. İstanbul ve beni yirmi yıl sonra bir araya getirmeye karar verdi. Ama artık ne ben o eski ben; ne de İstanbul o eski İstanbul. İstanbul’a yirmi yıl sonra yeniden taşınmama sayılı günler kalmışken içimi biraz korku sardı. Ne de olsa konuştuğum herkes İstanbul’dan kaçmaya çalışıyor...

Geçen gün yolda hem keyfim yerine gelsin, hem de kendimi biraz motive edeyim diye biraz İstanbul içerikli şarkılar dinleyeyim dedim. Apple Music’e “İstanbul” yazıp ara tuşuna bastım.
Şaşırtıcı bir şekilde Pamela’nın 2004’te söylediği İstanbul şarkısı en üstte çıktı. Sonra bir baktım ki Mustafa Sandal’dan Kenan Doğulu’ya tüm pop şarkıcılarının külliyatında adı İstanbul olan bir şarkı var. Hepsi çok popüler olmamış tabii.

Her halde pop müzikte yazılmış en popüler İstanbul şarkılarından biri de Sezen Aksu imzalı, Levent Yüksel’in sesiyle tanıdığımız İstanbul şarkısı. Bana İstanbul’la ilgili en pozitif hissi veren şarkılardan biri bu. Bu şarkının yazarı Sezen Aksu’nun bir konserde söylediği canlı performans, Nilüfer’in geçen yıl kaydettiği versiyonu ve Sertab Erener’in piyano eşliğinde naif bir yorumu  gibi en az dört farklı versiyonu var dijital plaformlarda.  Her dinlediğinde insanın içi açılıyor. Alaturka bir pop şarkısına bu kadar yakışır herhalde...

Maalesef dinlediğim neredeyse  tüm İstanbul şarkıları hüzünlü. Hepsi kırık kalplerinin suçunu zavallı İstanbul’a atıyor. Sezen Aksu’nun en haz etmediğim şarkısı da bu türün başında: İstanbul İstanbul olalı görmedi böyle keder diyor.

Teoman’ın da İstanbul’la hep derdi var. Şarkılarında bir şekilde ondan bahseder. Genelde de hüzünlüdür bu şarkılar. Rapsodi İstanbul ve tabii ki İstanbul’da Sonbahar ilk aklıma gelenler. İstanbul’da Sonbahar’ın Bumerang Remix versiyonu bir Türkçe şarkıya yapılmış en iyi remix’lerden biridir. 
   
Mirkelam’ın ilk albümü İstanbul’da isimli hüzünlü şarkı ile kapanır. Sonraki albümünde de Erenköy isimli bir şarkısı vardır. Mirkelam’ın İstanbul’la ilgili en neşeli şarkısı ise Ezginin Günlüğü saygı albümü Çeyrek’te söylediği İstanbul şarkısıdır. İstanbul diye naralar atarak başladığı şarkıyı çok enerjik bir yorumla söylemiştir. Ama maalesef bu şarkının da sözleri karamsardır.

Velhasıl popüler müzikte yapılan hemen hemen hiç bir İstanbul şarkısı beni 1981 tarihli Nükhet Duru şarkısı kadar pozitif enerji ile doldurmadı. Yapmacık sözlerine rağmen (Haliç yerine Golden Horn denmesi gibi) İstanbul’la derdi olmayan gayet ılımlı bir şarkı. Muhtemelen bu şarkıdan sonra 80’ler müzik piyasasında  arabesk hakim oldu. Altın olduğu rivayet edilen  taşı toprağı aramaya gelen, ama Unkapanı’nda çile çeken şarkıcılar dönemi başladı.  Onlar da tüm acılarını İstanbul’dan çıkarttılar. 80’lerden sonra arabeskin modası geçip pop, hatta rock yükselişe geçse de şarkı yazan zihinler için İstanbul hep acı kaynağı oldu. O yüzden Sezen’in den Teoman’ına hepsi acı dolu İstanbul şarkıları yazdı.

Teoman’ın dediği gibi
“Yorgun, üzgün ve yaşlanmış
Biraz kilo almış
Ağlamış ve rimelleri akıyor”
olsan bile
“Yarim İstanbul gel öpeyim gerdanından”  diye karışık veririm ben sana, Sezen gibi...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mersin'i şehir olarak yaşamak

B Yüzü Şarkılarım

Kebapsız Adana